28 Ocak 2012 Cumartesi

26 Ocak'ın Ardından

28 Ocak'ı da geride bıraktık...

Kibar bir tabirle; hayatın cilvesi... Ama en doğru söylemle; hayatın kahpeliğini, puştluğunu yaşadım geçen sene 26 Ocak ile başlayıp, 28 Ocak ile biten 3 gün içerisinde...

26 Ocak'ta gencecik bir fidanı, 18 yaşında daha değil hayatı, kendisini bile tanımayan Şükrü'mü kaybetmiş, 27 Ocak'ta kendi ellerimle toprağa bırakmıştım...

28 Ocak mı? 28 Ocak ise benim doğum günümdü...

2 senedir kutlama mesajlarına, telefonlarına nezaketen cevap vermek zorundaydım... Verdim de... Ama benim için hiçbir önem arz etmeyen bir gündü artık 28 Ocak...


Gözlerimde yine siyah yaşlar olacak
Benim doğum günümde
Senin ölüm gününde
İki duygu içimde karışacak
Bir yıl daha yaşlanacağım kime ne
Siyah güvercinler uçuruyorum nicedir
Beynimle kalbim arasında uçuyorlar
Siyahla beyaz arasında doğumum
Ölüm günün canım
Sazlardan nağmeler dökülüyor
Ağıt telinden çalıyor tüm şarkılar
Kemanlar senin için ağlıyor canım
Yaşları kalbime akıyor
Pasta kesmiyorum bu günde
Mum söndürmüyorum
Biliyorum sen o soğuk toprakta
Bilmelisin bense yaşarken ölüyorum


İbrahim Sadri'nin de söylediği gibi; bugün Pazar ve ben seni çok özledim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder